Bülent ÇELİK

Ben doğduktan bir yıl sonra 1960 ihtilali oldu.

1971 ihtilalinde ilkokuldan mezun oldum ve 1980 ihtilalinde Ankara’da

(dtcf) tiyatro’yu yarım bırakıp, 1986’da İstanbul Üniversitesi’nin Fen Fakültesi Genetik Kuru’nu

bitirdim…

Özetle gençliğime 3 ihtilal birden sığdı.

Ben üniversiteyi bitirip resmi öğrenim hayatıma nokta koyduktan sonra ortalık

sakinleşti.

“28 şubat” ve e-darbe dışında kayda değer bir şey yok!” derken Ergenekon ve

Balyoz kumpasları sırasında Arel Üniversitesi’nde Grafik Yüksek lisansını bitirdim.

ihtilaller ve sarsıntılarla dolu öğrenim hayatıma sırasıyla; Samsun,

Trabzon, Sinop, Ankara ve İstanbul girdi…

Ama hayatta en çok Sinop’u sevdim. Neden.. Bilmem!..

Halbuki Türkçe kitabındaki resminde, at üstündeki Atatürk’ün terkisine

kendimi çizip beline sarıldım diye ilk öğretmen dayağımı Sinop’ta yemiştim.

Çocukluğum boyunca bir kaçış olarak sarıldığım ve üniversite öğrenciliğim sırasında

geçim derdiyle profesyonelleşen çizerlik; sendika dergileri, mizah dergileri haber

dergileri, gazeteler derken profesyonel mesleğim olup kaldı.

Genetik okumamın faydasını da askerde gördüm… Diplomam sayesinde indirim

yapıp 8 ayda teskeremi verdiler.

En uzun süre ki, on yıl Hürriyet’te çizdim.

Bir iki gazete dergi derken çizerlikte son durak, kuruluşundan itibaren içerisinde

bulunmakla ne iyi etmişim diye düşündüğüm Vatan gazetesi olmuştu.

Oysa sahibi ile birlikte yolu da değişince ilk şutlanan ben oldum.

(Bkz: Karikatüristler: yangında ilk yakılacaklar)

Sonra 3 yıl kadar bir süre sevgili kardeşim Mustafa Mutlu’nun ‘Kral Çıplak’ programında

canlı yayında karikatür çizerek mesleği eda etmeye çalıştım!..

Şimdilerde Gazete PENCERE’ de hem yazıyor hem de çiziyorum.